Bu, süreç değil millete dayatmadır; istişare değil emrivakidir.” dedi. Yüksel, Cumhurbaşkanı Erdoğan’a da “Bu görüşmelerin arka planını tüm siyasi partilerle ve milletle paylaşın.” çağrısında bulundu.

Yeniden Refah Partili Ali Yüksel:“TBMM İmralı’ya taşınamaz, Öcalan’a siyasi aktör rolü verilemez”

Yeniden Refah Partisi Konya Milletvekili Ali Yüksel, DEM Partili Gülistan Kılıç Koçyiğit’in İmralı ziyareti sonrası yaptığı ve Abdullah Öcalan’ı “siyasi aktör” olarak tarif eden açıklamalarına sert tepki gösterdi. Yüksel,“Bir terör örgütü elebaşına, Meclis heyeti üzerinden siyasal meşruiyet kazandırılmaya çalışılması kabul edilemez. Türkiye Büyük Millet Meclisi, İmralı’ya taşınamaz.” ifadelerini kullandı.

“BU SÜREÇ DEĞİL, MİLLETE DAYATILAN BİR SİYASİ PROJEDİR”

Ali Yüksel, son bir yıldır “Terörsüz Türkiye” başlığıyla yürütülen tartışmaların sağlıklı bir istişare zemini yerine kapalı kapılar ardında yürütüldüğünü belirterek şunları söyledi:
“Biz Yeniden Refah Partisi olarak, terörün bitmesini, kardeşliğin güçlenmesini, ırkçılığın her türüne karşı durmayı savunuyoruz. Ancak bugün karşımıza çıkan tablo; milletle, Meclis’le, hatta iktidar ortaklarının tamamıyla istişare edilmiş bir süreç değil, belli mahfillerde önceden hazırlanmış bir siyasi proje görüntüsündedir. Buna ‘süreç’ değil, millete dayatılan bir paket demek daha doğru olacaktır.”

“ÖCALAN’A SİYASİ AKTÖR ROLÜ VERİLMESİ KIRMIZI ÇİZGİMİZDİR”

DEM Partili Koçyiğit’in “Ziyaretimiz Öcalan’ın siyasi aktör olduğunun teyididir, Kürt sorununun siyasal sorun olduğunun da tescilidir” sözlerinin vahim olduğunu vurgulayan Yüksel şöyle devam etti:
“Bir milletvekili çıkıp Meclis heyetinin İmralı ziyareti için ‘Öcalan’ın siyasi aktörlüğünün tescilidir’ diyorsa, ortada çok ciddi bir sorun vardır. Bu, terör örgütü elebaşına anayasal sistem içinde özel bir siyasal rol biçme çabasıdır. Yeniden Refah Partisi olarak bunu asla kabul etmiyoruz. Bu ülkenin birliği, vatanın bütünlüğü için can vermiş şehitlerimizin hatırası, böyle bir dili reddetmeyi zorunlu kılar. Türkiye’nin meseleleri demokratik siyaset zemininde çözülür; ama terörü yöntem seçmiş bir yapının lideri, bu çözümün merkezine oturtulamaz.”

“MECLİS’İN AĞIRLIĞI İMRALI’YA GÖTÜRÜLEMEZ”

Yüksel, TBMM bünyesinde kurulan Milli Dayanışma, Kardeşlik ve Demokrasi Komisyonu’nun İmralı’ya gönderilmesiyle Meclis’in kurumsal ağırlığının tartışmaya açıldığını belirterek şu değerlendirmede bulundu:
“Türk milleti adına yasama yetkisi kullanan Gazi Meclis’in, terör örgütü elebaşının bulunduğu adaya heyet göndermesi, toplum vicdanında büyük yaralar açmaktadır. TBMM, terörün gölgesine götürülecek bir kurum değildir. Meclis, millete aittir; İmralı’ya değil, milletin iradesine yaslanmak zorundadır. Bu fotoğrafın ortaya çıkmasına sebep olanların, tarihe karşı da millete karşı da ciddi bir sorumluluğu vardır.”

“ŞEFFAFLIK YOK, GİZLİ PAZARLIKLAR ENDİŞESİ VAR”

Görüşme tutanaklarının “özet” adı altında kısaltılarak Meclis’e yansıtılmasını da eleştiren Yüksel,“Böylesine kritik bir konuda tam şeffaflık gerekirken, Meclis’e bile süzülmüş, kısaltılmış metinler sunulması doğal olarak ‘Gizli pazarlık mı yürütülüyor?’ sorusunu akla getiriyor.” dedi.

Yüksel sözlerini şöyle sürdürdü:
“Kim, nerede, neyi taahhüt ediyor, hangi sözler veriliyor, kamuoyunun bundan haberi yok. İktidar ortakları arasında bile birbirini yalanlayan açıklamalar havada uçuşuyor. Böyle bir tabloda milletin güvenini, toplumsal huzuru nasıl sağlayacaksınız? Terörün bitmesi, milletimizin en haklı talebidir; fakat bunun yolu kapalı kapılar ardındaki görüşmelerden değil, milli iradenin önünde yürütülen açık, şeffaf ve adil süreçlerden geçer.”

“TERÖRSÜZ TÜRKİYE HEDEFİNİ SAVUNUYORUZ AMA YÖNTEME İTİRAZIMIZ VAR”

Yeniden Refah Partisi’nin “Terörsüz Türkiye” hedefini sahiplendiğini, ancak kullanılan yöntemlere itiraz ettiğini kaydeden Yüksel şu vurguyu yaptı:
“Terörün son bulması için atılacak her adımı destekleriz; yeter ki adımlar, hukuka, adalete, şeffaflığa ve milletimizin hissiyatına uygun olsun. Fakat bugün görüyoruz ki; daha işin başında ‘umut hakkı’ ve ‘özgürlük’ gibi ifadelerle Öcalan’ın önüne yeni bir rol konuluyor, ardından Meclis’teki komisyon eliyle bu rol topluma kabul ettirilmek isteniyor. Bu yaklaşım, ne milli mutabakat üretir ne de kalıcı barış getirir. Dayatma ve emrivaki üzerine inşa edilen hiçbir süreç sağlıklı ilerlemez.”

CUMHURBAŞKANI’NA ÇAĞRI:“LİDERLER ZİRVESİ TOPLAYIN, TÜM DETAYLARI PAYLAŞIN”

Ali Yüksel, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’a da şeffaflık çağrısında bulundu:
“Her konuda tek yetkili olan Sayın Cumhurbaşkanı’nın, söz konusu İmralı görüşmeleri ve ‘Terörsüz Türkiye’ başlığı altında yürütülen temaslar konusunda sürekli geride durması, toplumdaki soru işaretlerini büyütmektedir. Çağrımız nettir: Derhal özel gündemli bir liderler zirvesi toplanmalı, bu süreçte şimdiye kadar kimlerle, ne görüşüldüyse; hangi taahhütler verildiyse, TBMM’de temsil edilen tüm siyasi partilerin genel başkanlarıyla paylaşılmalıdır. Milletin kaderini ilgilendiren böylesine hayati bir mesele, birkaç kişinin dar çerçeveli kararlarına bırakılamaz.”

“MİLLÎ İRADE VE ADALET OLMADAN GERÇEK BARIŞ OLMAZ”

Yüksel, açıklamasını şu sözlerle tamamladı:
“Biz Yeniden Refah Partisi olarak; hem terörün bitmesini hem de bu ülkenin 85 milyon yurttaşının onurlu, adil ve huzurlu bir geleceğe kavuşmasını istiyoruz. Bunun yolu; terör örgütü elebaşlarına siyasi aktör rolü vermekten değil, milli iradeyi, hukuku ve adaleti güçlendirmekten geçer. Meclis’in itibarı, şehitlerimizin hatırası ve milletimizin vicdanı bizim için esastır. Bu hassasiyetler yok sayılarak atılan hiçbir adım, kalıcı barışa hizmet etmez.”