Bugun...



Elazığ İl Başkanı İsmail Hakkı Çevik: ‘Siyasi Sistem Vatandaşı Ortada Bırakıyor’ - GÜNDEM - İnternetin Ajansı

SİYASİ İŞLEYİŞTE LİYAKAT SORUNU BÜYÜYOR

facebook-paylas
Tarih: 06-12-2025 17:15

Elazığ İl Başkanı İsmail Hakkı Çevik: ‘Siyasi Sistem Vatandaşı Ortada Bırakıyor’ - GÜNDEM - İnternetin Ajansı

Yerli ve Milli Parti Elazığ İl Başkanı İsmail Hakkı Çevik, yıllardır farklı illerde yürüttüğü idarecilik, öğretmenlik, basın-yayın ve sivil toplum faaliyetlerinin ardından siyasette en çok karşılaşılan problemin “liyakat eksikliği” olduğunu belirtti. Çevik, vatandaşların partiye bağlılık duyduğunu ancak adayların çoğu zaman halkın beklentisini karşılamadığını ifade etti.

“VATANDAŞ PARTİYİ SEVİYOR AMA ADAYI SEÇEMİYOR”

Çevik, sahadan aldığı geri bildirimleri şöyle aktardı:
“Vatandaşımız partisini seviyor ama aday olan kişiyi kendine yakın bulmuyor. Ya tecrübesiz ya ehliyetsiz ya da liyakatsiz olduğunu düşünüyor. Buna karşılık başka bir örnekte, partiye yakın olmayan bir adayı seviyor ama bu kez partiye oy vermek istemiyor. Halk tam anlamıyla sıkışmış durumda.”

“TERCİHLİ OY SİSTEMİ MUTLAKA GETİRİLMELİDİR”

Mevcut siyasi yapının vatandaşa gerçek bir tercih hakkı tanımadığını vurgulayan Çevik, Türkiye’de seçim kanununun yeniden ele alınması gerektiğini söyledi.
“Tercihli oy sistemi getirilmediği sürece vatandaş hep arada kalacak. Hem partinin kurumsal kimliğine hem de halkın sevdiği, güvendiği adaylara aynı anda alan açacak bir düzenleme şarttır.”

“YAZILARIMI YAYINLAMAYI DÜŞÜNDÜM, AMA ŞU ANDA ZAMANIM YOK, BAZI LARINI ZATEN PEYDER PEY ANLATIYORUM; MÜCADELEMİZ, YORGUNLUĞUMUZ,HALKIN HUZURU İLE ANCQK GEÇER ”

Çevik, bugüne kadar farklı dergilerde ve gazetelerde, paylaşım sitelerinde teoriyi pratiklerimizle karşılaştırarak terimizle elde ettiğimiz ayağı yere basan, delilli ve şeffaf birçok yazı yazdığım gibi, yayımlanmayan ondan daha fazla yazılar,makaleler  olduğunu, bunlardan zaman zaman medyada, basında canlı bahsetsemde çoğunu anlatma imkanı bulamadığım yazılarımı, genelde eğitim, dini ve sosyal algılarla var olan tarihi gerçekler ve son elli yıla etki eden siyasi,sosyal, dini ve etnik konulara bağlı konularla ilgili de toplamda sekiz on bin sayfaya yakın (eksik fazla olabilir) bilgileri yaşayarak, görerek, araştırarak ve bizatihi içinde  olarakta bazı hakikatleri yazmaya çalıştım..Vazı yazılarımı kaydedemedim.. Üniversitelerin kimisi parayla veya özel dışarıda  açılan üniversitelerde ve kimiside iltimasa dayalı kimselerin sadece adı titr olan doç. prof. vs ortada gezerek halkın beynini bulandıran kifayetsiz insanların çoğaldığı ve bu nedenle bu kimselerin işini başarması ve mesleki ile alakalı ürettiği bir şey yokken maalesef toplumu titrlerle etkiledikleri ve bunuda siyasete tahvil ettikleri yüzünden toplum şu anda büyük negatif bir kültürel ve siyasal dejenerasyona düştüğüne ve sosyal çözülmelerin bu nedenle başladığına yaşadığım yüzlerce tecrübeden biliyorum..Yani sebep, fırsat eşitliği bir kenara, titrle,ehliyet, liyakat eş tutulur hale gelmesinin terki var, tabii ki salt bedava titrleri bazı şu anda çok üst kademelerde tezlerini başkalarına yazdıranlarda bilinmekte, medyaya düşen var, düşmeyen var..! Böyle bir toplumun kalkınması mümkün mü? Sahte diplomaları saymıyorum bile, çünkü dünyaya rezil olmuş durumdayız..
İşte bu durmları görünce, bir insanın cevheri, hikmeti, ehliyeti, tecrübesi,mazisi ile alakalıdır düşüncesiyle bazı konularda topluma hitap ettiklerim yanında, yazıp redakte ettiğim, etmediğim yazılarımı da kitap haline getirme fırsatım olmadığından, bu çalışmalarının daya sonra kitaplaştırılması için çocuklarıma bıraktığımı ve bazılarını çalışma arkadaşlarına verdiğini ve imkan nispetinde bazılarını halkla da paylaştığını belirtti.. Çoğunun notlarını kaydedemedim..Kimisini muhafaza edemedim" dedi..
ÇEVİK , konuşmasına şöyke devam etti :
“ Yapı itibarı ile, çocukluğumdan beri, salt  bireysel, bencil düşünmek istesemde düşünemedim, mizaç, gördüklerim ve duyduklarımdan oluşan karakterin etkisi olacak ki yıllarımı halkın sorunları ile uğraşmaya ve imkan nispetinde bilinçlendirmeye verdim. Çok fazla öne çıkmasamda hep bu şekilde yürüdüm.. Zulm kimden gelirse gelsin, imkan nispetinde  karşı durdum.. Siyasi cehaletin temelinde, tarih ve yanlış dini bilgilerin yattığını gördüm ve özellikle bu yönde doğru izahatlar aradım ve inandığım doğrularla hareket ettim ve anlattım.. Bu arada bu anlamda zayıf karakterli kimselerin, hiznetten çok karalama ve engelleme,örtme ve kendisini inkâr ederek varolmaya çalıştıklarını ve kendilerini olduklarından fazla gösterip ucuz işler peşine düştüklerini, kendilerine dahi sevgi, saygıyı yitirdiklerini hayretle  gördüm.. Özellikle fırsatçıların, nihayet mafyalaşyıklarını ve PKK veya Sol ile mücadeke ettiğini söyleyen ve devlete kurnazlıkları ile sızan kimselerin, devleti ele geçirebileceklerini 1986-87 yıllarında gördüm ve bunu birçok defa yazdım ve tehlikeyi anlattım.  Yani, milliyetçilik, dini söylemlerle sızmaların daha çok olduğunu, hatta Kemalizmi dahi bu işte kulkanan klikler gördüm..

Bizde bir hata olsa, onu hemen başka gruba veya ırka atarız. Belkide insanlığın en kötü karakteri budur..Bir hata olduğunda, bunu hemen bir ırka atfetmek kolay..Feto, APO , ya da başka kliklerde iş yapan Uyuşturucu Baronları falan hemen,  " yok filan kişi Ermenidir, Rumdur, Yahudidir, yok  Kürttür veya  Türktür " diyen yobaz kafalı kimseler, kendi ırkından çıkan zalimi hayırlı zanneden bir önyargı içinde gelişen ve kendinde geliştirdiği zulmü örtme karakteride böylece mevcut..Sanki Nemrutlar, Firavunlar, Ebu Cehiller  zulmettiği Kavminden değil !?
Sadece mevcut iktidarın içinde yapılan yolsuzluklar meselesi değil, maalesef bu hal, MATARACILAR' DAN, Eyüp AŞIKLAR' dan, Engin CİVANLAR, Yahya DEMİRELLER' den gelmekte.. Cavit ÇAĞLARLAR' a 30 yıllık verilen ucuz krediler vs vs..Sonunda enflasyon ile verilen kredi pul oldu..Şu anda piyasada din ve milliyetçilik para etmemesi, işte bu hükümetin halka 'tek yüzüğüm var' diyerek geldikten sonraki haksızlıklara karşı toplumun infiali,  bu istisnarlara düştüklerinden hayıflanmaktadırlar.  Bu durumu kendileride muşahhasen biliyorlar.. Bolluk geldi, ama halka değil..! 
Siyasi düşünceler her zaman farklı farklı kesimlerden gelir, ama halkın sefaleti ile siyasi dini yaşamın alakası yok..

Şu bir gerçek ki yine  korkuyorum ki, hala dini ve güya milliyetçi veya ideolojiyi din yapan sosyalizmi hayal ederek ,kişilerin ailesine, geçmişine, yaşantısına bakmadan , bu hükümete kızması sonrası, önüne  kim gelirse gelsin demesi, ülkeyi yine daha açık tehlikelere sokacaktır. İşte bu nedenle tercihli sistem her zaman önemlidir..

Demek ki kişinin karakteri,geçmişi, mücadelesi ve ehliyet, liyakati, kendi mesleğinde ürettiklerine bakılmazsa, kozmopolit kaos ve puslu hava sağlamaya çalışan kimselerin hep böyle tiniyette olan kimseler olarak bizatihi gelir ve biz bunları yaşayacağız ve  yaşadık, hala bu kimselerin çok olduğunu ve insanlık bunlarla kirlendiğini elli yıldır  gördük, yine  göreceğiz..
İnsanın kendi ailesinden dahi  zayıf, kötü kimseler çıkabilir, bunu bir ırka dayamanın anlamı ne. Kim zalimse, hesut,fesat, fitne ise o kişi karaktersizdir, bunu bir etnik yapıya mal etmek ucuzculuktur..Bunu bilen ve doğru  bakışı kazanan toplumlar, ırklar, dini ,mezhebi hangisi olursa olsun onlar kalkınır..Bir insan milliyetçiyim diyorsa , İslamım diyorsa ve bunada inanıyorsa, hangi kutsalı övüyorsa, o zaman kendisi en dürüst olacak ki inandığı düşünceye dönük ırkın milliyetçisi, inananı olsun..Yoksa sadece istismarcı, hain , sahtekâr çıkarcı bir geveze topluluğa döner o kişinin ırkı..Jendi toplumuna ihabetveder, nefret, kin toplar. 
Hatasız kimse yoktur, ondan bahsetmiyorum, ruhuna hainlik,hile, fırsatçılık işlemiş , zahmet çekeni övüp, ama kenara atan slogancı kesimden bahsediyorum, yani bile bile yanlışa düşme pahasına ' az bir süre yukarıda şöhret olayım kafi 'deyip, sonra halkın yanılmasına, doğruya yönelmesine ve kendisi dahil er geç halkın büyük  travmalara düşeceği umrunda değil..Necip FAZIL' ı över, AKİF' i över, onun sloganını atar, dersin ki bu AKİF..Yada ATATÜRK' ü över, dersin ki bu ATATÜRK..Yahu senin ondan ne alakan var, slogancı herif ..Samimi olan kimseleri anlatır, beraberdik,der, halbuki o has adam kendisinden nefret ederdi ! Hatta onun manevi mirasına kirli bedeniyle, ağzı ile sahip çıkar..Örnekler böyle..Yani medyada yapılan sloganlar, kahramanlık şiirleri, halkı daima galeyana getirmiştir..Toprak ayağının altından kaysa, o geçmişte kendisine kötülük yapan adama, şimdiki bi tokat atmış diye, onu artık Tanrı yapıyor, yahu şimdi donunu da alsa  gitse, yinemi ' düşmanımın düşmanı dostumdur' diyeceksin..? Demek ki ,peygamberi anlatan peygamber olmaz, evliyayı anlatan evliya olmaz.Kürşat' ın Çin Kalesi' ne kırk kişi ile girmesi' ni heyecanla anlatan, belki Bozkurt değil, korkak bir köpektir, sadece ortamı geriyor, başkaları fırlasın, kendisi  pastaya çöksün, istiyor..O halde slogana ve tek düze bir fiille kişileri değerlendirme.. Senin çıkarına bir şey yapan, belki milleti perişan edecek !
Yani Başka husumetline başkasıda husumetli olabilir, ama onun husumet bakışı başka olabilir, onu bertaraf etti diye, senin dostun olduğu için bunu yapmadı, başka hayalleri içinde yapmış olabilir ki, bu senin sonunda olabilecek bir durumda yaratabilir ! Yani, gerek geçmişte ve gerek gelecekte kimseye, senin işine yarayan bir iş yapmış diye, o daima senin aklındaki hedefe gidecek değil.. Deccaller, halka cennet sunacak" diyor, peygamber.. Ve devamla " Siz, onun cennetine değil, cehennemine girin..Çünkü o, büyülenmiş bir dünyadır" buyuruyor..Demek ki alta düştün diye yerinme, üste çıktın diye övünme,altta geçici,üstte geçici.. Makul bir şekilde, yoluna devam et, ümitsizliğe de kapılma, ama çok gamsızda olma ve vefalıda yok deme, ümidini de kesme..Doğrular kıyamete kadar var olacaktır, yeter ki akıllıca iş tut" dedi..

“VATANDAŞIMIZI AYDINLATMAYA DEVAM EDECEĞİZ”

Yerli ve Milli Parti Elazığ İl Başkanı Çevik, siyasi mücadelelerinin temelinde her zaman halkın doğru bilgiyle buluşması ve ülkenin sorunlarına çözüm üretilmesi olduğunu vurguladı. Fakirliğin , bile bile halkı sefalete sürükleyen çapsızların uydurduğu bir imtihan diye, kendilerini devlet imkanlarıyla Karun yapma kılıfıdır.. Kişi tarlasını sürer, eker, gübresini atar, suyunu verir, ama buna rağmen doğal bir afet için belki imtihan, diyebiliriz, lakin sen;  mazotu kısar, suyu fahiş fiyata satar, gübreye zam yapar, çiftçiyi sübvanse etmezsen, o çiftçiye, o halka  sen büyük imtihansın zaten..! dedi..

Son olarak ,ÇEVİK konuşmasını şöyle sonlandırdı : 

“Biz bugüne kadar en zor, yokluk günlerimizde dahi sıkıntılara göğüs gererek, iltimaslara düşmeden bileğimizle,yüreğimizle, aklımızla mücadele ettiğimiz gibi , hiçbir kliğe boyun eğmedik, işbirliği yapmadık, ama işbirliği yapanlar, her faaliyeti , her söylemi duyduğunda, kendisi gibi bir işbirliği yapılıyor  zannediyorlar.. Bizim işbirliğimiz imanladır, milletimizdendir, başka hiçbir klik,para babası şu bu cemaat,tarikat, yıkıcı örgütlerle işbirliğimiz olmaz, olamaz, düşünülemez..
İşte bu bilinçle bundan sonra da milletimizin yanında, kimseyi ötelemeden, her vatandaşımıza elimizden geldiği, Allah' ın bize bahşettiği imkanları zorluyarak doğruların savunucusu olmaya devam edeceğiz. Çileler, inanma sabrıdır ve bu,  kişide siyasi, maddi rantın önünde perdedir..Güç, maddiyat vs ancak halka indirgenirse elde edilmek istenir, bunu zekatları ,ganimetleri toplayan peygamberler de kendi şahsında halkı temsilen biriktirmiş ve onu ancak halkı için sarfetmiştir.. Bu nedenle peygamber çalışan, alnının teri ile ticaret yapan zenginleri övmüştür ve serbest ticareti emr etmiştir.. Çünkü kişilerin ne kadar dinamik ticari faaliyetleri, üretimi olursa o toplum daha çok kalkınacak, vergi, adil oldukça kimse huzursuz olmayacaktır..Ama kendisi, önce ticaret yaptığı halde, devlet yönetimi de icra ettiğinden ticareti bırakmış, ama zekata el sürmemiş, savaşlarda dahi önde gitmiş, ülkelerdeki ganimetlerden veya cizye,haraç  veren ülkelerden , canları malları karşılığı affedip, onlardan gelenlerle ancak bir pay almıştır ki, o da çok işlerle meşgul bidir..Döktüğü terin karşılığını almıştır..Hem hakim, hem komutan, hem ,din adamı, hem devlet başkanı, hem bir eş, aile babası..Yinede elde ettiklerini halka dağıtmış ve öldüğünde şahsına ait bir şey bulunamamıştır..Çünkü kendisi masraflarını kendi karşıladığı gibi, kendisi de elindeki neyse,onun  zekatını, sadakasınıda   fazlasıyla veriyordu.
İşte meşru yoldan gelirlerin fazla olmasını istemek, bir siyasi için bu anlamda devletin  faaliyeti içindir, onu yönetenlerin işinin kolaylaşması, halka hizmet etmesi içindir, bu doğal bir arzudur..Bu da elbette halkın en büyük örgütü devletin gücüdür, devletin malı, mülküdür, şahısların değil !..İşte bu mantalite eğitime yansıtılırsa, karakterli nesiller  geliştirebiliriz ve siyaseti de daha kaliteli olmasını sağlarız ve işte de o zaman kimse siyaseti artık bir rant kapısı, şöhret kapısı görmez, göremez. Demek ki hukukun da adil olarak belirlenmesi, uygulanması dahi yine eğitimden geçtiği unutulmamalıdır..”




Kaynak: 22haber.com.tr




Etiketler :

FACEBOOK YORUM
Yorum

İLGİNİZİ ÇEKEBİLECEK DİĞER GÜNDEM Haberleri

ÇOK OKUNAN HABERLER
  • BUGÜN
  • BU HAFTA
  • BU AY
SON YORUMLANANLAR
  • HABERLER
  • VİDEOLAR
HABER ARŞİVİ

Edirne Belediyesi'nin Çalışmalarını Beğeniyor-musunuz?


nöbetçi eczaneler
HABER ARA
Bizi Takip Edin :
Facebook Twitter Google Youtube RSS
YUKARI YUKARI