|
Tweet |
Erenkara, insan haklarının yalnızca ifade özgürlüğü veya hukuk devleti ilkeleriyle sınırlı olmadığını, bireylerin insanca yaşamasını sağlayan ekonomik koşulların da bu hakların ayrılmaz bir parçası olduğunu vurguladı. “Geliri eriyen, geçim kaygısı büyüyen ve adil olmayan bir vergi düzeniyle karşı karşıya bırakılan vatandaşın, haklarını özgürce kullanmasından söz edilemez. Bugün hazırlanan bütçe, ne Diyarbakır’ın ihtiyaçlarına ne de Türkiye’nin gerçeklerine yanıt veriyor” dedi.
Mevcut ekonomik tercihler nedeniyle toplumun geniş kesimlerinin derin bir yoksullukla mücadele ettiğini söyleyen Erenkara, bunun aynı zamanda sosyal hak ihlallerini büyüten bir tabloya dönüştüğünü ifade etti. “Ekonomik adaletsizliğin olduğu yerde fırsat eşitliği yoktur; fırsat eşitliği olmayan yerde de insan haklarından bahsetmek zordur” değerlendirmesini yaptı.
Erenkara, iktidara “insan merkezli ve adalet eksenli” bir bütçe yaklaşımı benimseme çağrısında bulunarak açıklamasını şu sözlerle tamamladı: “İnsan hakları yalnızca uluslararası metinlerde değil, vatandaşın günlük yaşamında karşılık bulduğu ölçüde anlam taşır. Bu nedenle bütçe politikaları, her vatandaşın onurlu bir yaşam sürdürebileceği bir düzeni hedeflemelidir. Diyarbakır’dan yükselen bu çağrı, daha adil, özgür ve ekonomik olarak güçlü bir Türkiye talebidir.”